19 Aralık 2009 Cumartesi

it smells death...

http://suicidemachine.org/

18 Aralık 2009 Cuma

facebook suicide

http://www.seppukoo.com/

10 Aralık 2009 Perşembe

myDrive ne guzelmis

dosya taransferi icin 2GB lik online veri alani, nefis...

4 Ekim 2009 Pazar

Creative Commons (cc) copyleft degildir! Ancak copyleft yaklasimi ozgurlukleri garanti altina alabilir. CC ozgur kultur mucadelesinde bir geri adimdir

copyleft'in politikasi onemlidir. sanatcilar copyright karsiti bir tavir sergileyerek yapitlarini buna gore lisanslarlarken veya kamuya mal ederken, bu tip lisanslarin ve hareketlerin farklarini ve politikalarini iyi bilmeliler.

cc -her ne kadar bu kavrama sirtini yaslasa da- "ozgur kultur" mucadelesinde bir geri adimdir.

"share alike" (yazida "Lisans modelinin korunması koşulu" olarak gecen) ibaresi tasimayan, "no derivative" (yazida "eserin türevlerinin yaratılmaması koşulu" olarak gecen) ibaresi ve "no commercial (yazida "Eserin ticari amaçlı kullanılmaması koşulu" olarak gecen) ibaresini tasiyan cc lisanlari copyleft lisansı degildir! bunlar copyleft'in temel prensibi olan ozgurlukleri ve bu ozgurulklerin garanti altina alinmasini saglamazlar.

ingilizce olmakla birlikte copyright alternatifi lisans ve hareketlerin politik olarak farklari icin asagidaki linkte bir makale var. cc'nin tavri ile acik kaynak insiyatifinin ozgur yazilim hareketinin felfesinden uzaklasarak piyasa ile ilimli bir tavir sergilemesi arasinda analoji kuruyor.

Copyleft'in politikası önemlidir. sanatçılar copyright karşıtı bir tavır sergileyerek yapıtlarini buna göre lisanslarlarken veya kamuya mal ederken, bu tip lisansların ve hareketlerin farklarını ve politikalarini iyi bilmeliler.

cc -her ne kadar bu kavrama sırtını yaslasa da- "özgür kültür" mücadelesinde bir geri adımdır.

"Share alike" (yazıda "Lisans modelinin korunması koşulu" olarak geçen) ibaresi taşımayan, "no derivative" (yazıda "eserin türevlerinin yaratılmaması koşulu" olarak geçen) ibaresi ve "no commercial (yazıda "Eserin ticari amaçlı kullanılmaması koşulu" olarak geçen) ibaresini taşıyan cc lisanlari copyleft lisansı değildir! bunlar copyleft'in temel prensibi olan özgürlükleri ve bu özgürlüklerin garanti altına alınmasını sağlamazlar.

18 Haziran 2009 Perşembe

meksika' nın "baa baa" sarkisinin muzik videosunu kurguladim

meksika grubunun "baa baa" sarkisi icin music videosunu kurguladim. videonun cekimlerini baris ozcetin yapti. bu arada kendime bir blip.tv hesabi aldım. blip.tv ogg formatını destekleyen ilk video paylasim sitelerinden. video copyleft, blip.tv den ozgur ogg theora formatinda indirebilirsiniz... vimeo hesabima da yukledim videoyu... buraya da embed ediyorum

http://aydemazmikara.blip.tv/
http://www.vimeo.com/user1451945

meksika - baba from aydem azmikara on Vimeo.

15 Nisan 2009 Çarşamba

kendimle hala barışamadım.
evet, halen aydem azmikara' yım.
ben, ben olamadım.
hala balık tuttuğumu sanıyorum, evimin küçük odasındaki penceremden
karşı evdeki akvaryumu izleyerek.

10 Nisan 2009 Cuma



Creative Commons License
This work by Aydem Azmikara is licensed under a Creative Commons Attribution-ShareAlike 3.0 Unported License




















rotasyona doktorasını yeni bitirenler değil profesörler gitsin, vatana millete daha faydalı olur, onlar daha çok şey biliyor.

http://www.drtus.com/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=34713&start=0&postdays=0&postorder=asc&highlight

26 Mart 2009 Perşembe

citeulike

bu da ne guzel bir seymis, makale falan aramak icin... tam metinleri vermiyor, satin al falan diyor ama olsun

http://www.citeulike.org/user/aydem_azmikara

scribd

bu guzel bir siteye benziyor, yazdiklarini paylasiyor, yazilanlari okuyor, yorumluyor tarsiyorsun falan.. hatta bazi kitaplari bile bulabiliyor olabilirisn.... pek kurcalamadim, bir kitabin pdf ini araken rasgele buldum ama bir kurcalamaya deger... hemen uye olup profil actim tabi:)

http://www.scribd.com/aydem%20azmikara

25 Mart 2009 Çarşamba

eksi sozluk

eksi sozluk kanimca turkiye'den cikan en basarili internet projesi ve sanirim turkiye'de ilk web 2.0 uygulamalarindan... eksi sozluk te yazar olmak istedim ama bu aralar yazar almiyorlar:( ben de okur olarak uye oldum.

19 Mart 2009 Perşembe

öyle olması gerekiyor diye öyle mi olması gerekiyor?


öyle
olması
gerekiyor
diye
öyle mi
olması
gerekiyor?

aydem azmikara

18 Mart 2009 Çarşamba

vimeo ya uye oldum

vimeo youtube vs den farkli olarak kullanicilarin ozgun videolarinin yer aldigi bir video portali.. ben de vimeo'ya uye oldum artik ozgun videolarimi sizinle buradan da paylasacagim...

http://vimeo.com/user1451945

15 Mart 2009 Pazar

hurriyet.com.tr ye üye oldum. artık haberlere yorum yapabilirim. <:>
hurriyet.com.tr ye üye oldum. artık haberlere yorum yapabilirim.

13 Mart 2009 Cuma

bobiler.org

bobilere uye olmaya calistim. 4 tane monte yapip yolladim ama su an "kucu"ymusum:) birileri begenirse bobi olacakmisim... begenseler bari:)

facebook hesabımı iptal ettim

yapacak daha ciddi islerim var! insanlar ile iletisim kurmak icin bu blog daha saglikli sanirim.

15 Şubat 2009 Pazar

ifffff de animeeee

Filme bilet aldığımda, bu kadar iyi hissedeceğimi düşünmemiştim. Doğru filmi seçebilmiş olanın verdiği hazla doluyum. Sanırım birkaç seans daha gösterilecek filmi izlemenizi tavsiye ederim. Animasyon sevenlerin zevkle izleyecekleri film, sevmeyenleri sevdirecek diye düşünüyorum. ''Gökyüzü Savaşçıları'' bir animede bulmayı beklemediğim diyalokları, diyaloksuzluğu, içten içe absürdü ve gökyüzüyle izlenmeye değer.

12 Şubat 2009 Perşembe

if istanbul gala'da flash mob

dun aksam bir arkadasim !f istanbul'un acilis galasina goturdu beni. alisildik galalara hic benzemiyordu. yerlerimize oturmus sahneye cikip galayi sunacak kisiyi beklerken birden calan muzikle birlikte izleyicilerin bir kismi ayaga kalkip dans etmeye basladi. bazilari koridorlara cikti bazilari sahne onune... bazilari da olduklari yerde dans etmeye devam etti. seyircide bastan bir saskinlik oldu fakat sonra onlar da eglenceye katildi. dans edenler cok kalabalikti ve sinema salonu birden bir partiye donustu. dans edenlerin bir kismi facebook'tan arkadasim zaten fakat benim bu flash mob'dan haberim olmamisti. cok etkileyici ve eglenceli bir acilis oldu. muzik bitince salonda uzunca bir alkis koptu ve perdede festivalin temasi olan "senden basla" yazisi belirdi. nedense bu aksiyonu kendimle cok ozdeslestirdim. ben bu kalabalik durumlarini falan cok seviyorum. su anda tophanedeki "depo" da "kalabalık ve performans" diye bir sergi var. sergide de cesitli sanatci ve gruplarin kalabalıkları kullanarak/konu ederek yaptiklari isler var. iclerinde flah mob mantiginda isler de var. Linga ve inventory'nin isleri !f istanbul galasindaki performans ile birlikte dusunulebilir. ama ben en cok radek community'nin kalabaligi kendilerine mal ettikleri trafik isiklarindaki performanslarini sevdim. burada daha fazla anlatmam, kalabaligi siz de benim gibi seviyorsaniz gidip bir bakin mutlaka...

9 Şubat 2009 Pazartesi

PEKİ AMA NİYE?

bazi seyleri baska bir bloga yazip orada tartisiyorum. bu da orada

30 Ocak 2009 Cuma

turkiye hungers for a hero

To watch The World Economic Forum Annual Meeting at Davos was very discouraging for me. All the positive initiations to redevelop Palestine have dissolved in the air of aggression and between the fiery glances of Mr. Perez and Mr. Erdogan. I generally don’t believe in diplomacy in my super simple public life. It is because I’m not a politician of ‘any kind’. On the other hand, if a politician (or politicians), who does have no idea about how to address his thoughts in a proper way, mustn’t be mentioned with that title.
I must admit that, when I first heard the last and short speech of Tayyip Erdogan at the news, a part of me approved him sincerely. However, after watching the whole meeting and listening of the each of the participants carefully, I realized there was nothing so heroic about Tayyip’s speech at all. Yes, I also believe the history repeats itself. I agree that the truth always being covered with lies and continuously veiling by the hands of power-kingdoms. However, I believe, he misjudged himself when he believed he is different than Peres. First of all, they both are likely to choose weapons and soldier-people (or so called military action) to overcome with any kind of obstacles. Tayyip Erdogan unfortunately couldn’t relate the dead at the east coast of Turkiye to the dead of Gazza. I know that ‘children, women and olds’ are composing the very borderline of the whole warrrrrrrrs in the world. The thing that I can’t understand is how one can separate a killing from another killing. Secondly, they are both some kind of dictators who treats their civilians with censorship and restrictions. And just like in Israel, nobody can do conscientious objection in Turkiye. These are not some minor similarities between these two but I am sure a historian or a political science student can overlay this kinship so much better than I do.
The other thing that drew my attention from overall speeches was the endless hopes from U.S and from Mr. Obama, as if he is the savor and the rigid peace runner in the world. How a war detester like ‘Tayyip Erdogan’ could easily forgot about US’s bloody history was another contradiction for me. The same is also prevailing to Mr. Peres, Mr. Ban Ki-Moon and also Mr. Moussa. However, I found Mr. Moussa’s speech very promising and encouraging compared to others. He is an intelligent gentleman. I will do more research about him for sure.

22 Ocak 2009 Perşembe

kah oradayım kah burada

karsımda deniz var. acaba suanda dunya uzerinde kac kisi biyere karsımda deniz var yazarken benim bunu dusundugumu dusunuodur? kedi maması mı daha pahalı kopek maması mı? obama iyi biri mi? twilighttaki vegan vampirler elitist beyazları, ataları kızılderili olan kurtadamlar beyazlar dısındaki diger tum ikinci sınıf insanları mı temsil ediyor? neden oksijen barları yok ki. saglıklı saglıklı kafamız olsun. 19 Ocakta ne oldugunu biliorum da, 24 Ocakta ne olacak? Hepimiz kendi suratlarımızın kalıbını alıp maske yapıp hükümet konaklarını mı bombalasak? yoksa sacımızı kazıyıp kelimizi yesile boyayıp vandalist olup kendimizi bisey mi sansak? suyu kesen belediyeye en iyi cozum gidip duvarına işemek degil mi? e ozaman hukumete kızınca da cami duvarına. itiz biz köpeğiz. ne mutlu it köpeklere.

15 Ocak 2009 Perşembe

...

libidom,egom,popom tavan yaptı.

günüme dair anlamadıklarım/anladıklarım/anlamlandıramadıklarım

ergenekon, çocuk parklarına gömülen bombalar, silahlar, mermiler, yerli yersiz isimler, trt,....
filistinli çocuklar, israilli amcalar,...
durmadan yükselen binalar, bitmek bilmeyen kazalar, magazin, magazine mazeme olanlar, yeni çıkan filmler, hiç çıkmayacak canlar, birşeylerin arkasına saklanmalar, samanlıkta iğne aramalar,....
şiirler, yaşanılmayı bekleyen duygular, kalem uçları silgi tozları, final haftası,...
gramafon sonrası teknoloji, adındaki yeni kaldırılıp çıkarılan yeni paralar,......
çocuk pornosu, otobüs kornası,.....
yarıyıl tatilinde yapılması beklenenler, umut edilenler, sadece yapılanlar........

anladıklarım, belkide insan olduğumu katıtlamak için sadece anlarmış gibi yaptığım, bu yazdıklarımın çok küçük bir kısmı.
belki yorumlarınızla benim anlamama katkıda bulunursunuz diye düşündüm.

11 Ocak 2009 Pazar

last fm

benim de artık bir last fm hesabım var:
http://www.lastfm.com.tr/user/aydema

kullanıcı adım: aydema

dinlediğim müzikleri burdan görebileceksiniz. umarım benimle daha fazla insan ilgilenir de müzik arşivim genişler.

evet!

7 Ocak 2009 Çarşamba

"Ogg oynat" kampanyası

nette dolasirken nefis bir sey buldum. "ogg oynat" (play ogg) kampanyası! asagida aciklaması var ama kisaca apple microsoft ve adobe gibi buyuk firmalarin kendi patentli video ve ses dosyalarini tekellestirmelerine karsi tamamen ozgur olan theora video codec ve vorbis ses codec i tasiyan ogg formatinin yayginlastirilmasi icin bir kampanya. firefox un 3.1 surumuyle borwser tarafindan kendiligindne bu formati desteklemeye baslayacak olmasi da nefis. archive.org da yakin gecmiste ogg destegi verdi. blip.tv de ogg u destekliyor. ben de destekliyorum walla. aktivistligim tuttu. asagidaki maili de arkadaslarima gonderdim. kampnya bu mailin gonderilmesi ile ogg dosyalari calan ozgur yazilim vlc multimedia player in yuklenmesinin tesvik edilmesi, kampanya sayfasindan "ogg oynat" destekcileri mailing listesine uye olunmasi ve kampanyanin logosunun web sitelerine yerlestirilmesi ve ogg destekleyen site ve projelerin paylasilmasi asamalarindan olusuyor simdilik. asagida linki olan kampanya sayfasinda daha ayrintili bilgi var.


I'm writing today to ask you to support the Play Ogg campaign (http://playogg.org).

Are you tired of constantly being prompted to download proprietary software and plugins to play the videos and listen to the music you want? Are you fed up with seeing new gadgets that only use incompatible and restrictive audio and video formats? Did you know that it's not a lack of technological know-how that causes this, but software patents and other legal restrictions?

Increasingly proprietary software companies like Microsoft, Apple and Adobe are pushing video and audio formats that restrict access and restrict software developers, but there is an alternative that can be played on all computers without restriction—Ogg.

Ogg provides professional grade multimedia formats. Ogg is used extensively by free software projects, artists and a growing number of music and video distributors.

Soon over a million children and their families will be receiving the One Laptop per Child XO computer designed to play and create Ogg files. By advocating now for Ogg we can help ensure that those children will gain access to, and not be unnecessarily restricted from thousands of educational resources and materials on the web.

Join us in advocating for Ogg right now by taking 4 Easy Steps: Install VLC multimedia player, sign-up for the PlayOgg advocate mailing list, find and share Ogg friendly sites, and put PlayOgg Buttons on your web site or blog. After all that, if you are still looking for more to do, consider encouraging others to do the same.

Start here: http://playogg.org/

6 Ocak 2009 Salı

artık benim de bir facebook hesabım var.

bunca zamandır direndim ama sonunda ben de bir facebook hesabı açtım kendime! yoksa arkadaşım kalmayacaktı. son bir senedir bütün arkadaş buluşmalarını kaçırdım. tam birisine "bana niye haber vermediniz" diye surat yapacak oluyorum, "e, feysbuk'tan herkese gonderdim ben, sana gelmedi mi?" diye uste cikiyorlar. sanki facebook'tan arkadas olduk... neyse artik ben de gelecegim (tabi cagiran olursa). bu arada herkes cocukluk arkadaslarini buldugundan falan bahsediyordu facebook'ta. simdi bir aramayi deneyecegim be de... yeni asklardan hayir yok, belki eski eskilerden bir seyler cikar (hala evlenmemis olan olduğunu pek sanmiyorum ya:P). yani ne varsa eskide var. yasasin eski dostlar...

2 Ocak 2009 Cuma

"Ne istiyorsun? Ne olmak? Dünyanın tüm kimliklerini katalog açar gibi dizsem önüne, kim olmak isterdin? Yine de karar veremezdin, çünkü herkes olmayı istemene sebep olan şey, hayata yetişme arzun. Her şeyi yapabilmek, her şeye sahip olabilmek, her şeyi düşünüp, her şeyi bilebilmek. En güzel, en zeki, en çekici, en karizmatik, en bilge, en başarılı, en umursamaz, en...
Sen, herkes olmaya çalışırsın. Bu yüzden hiçkimsesin...

İnsanın kendisi olması ne zor bir süreç! Hele de yaşadığının, ve dolayısıyla öleceğinin bilincindeyken. Ne korkunçtur, dünyada öleceğini, yok olacağını bilen tek canlı türü, biz insanlarız. Ölümün yarattığı gerginlik her yerimizde. Sonsuz olabilmek, derinlere kök salabilmek için daha çok şeye sahip olmak istiyoruz. Dünyaya bağlanarak ölümü bilinçdışına itiyoruz. Ve hatta ölümden sonraki hayat hikayelerimiz bile var. Hiç mantıksız değil; yok oluş, varolma durumunun sona ermesi, hiçliğe dönüş kabullenmesi zor, hatta imkansız bir şey! Bu yüzden her şeye koşuyoruz. Her şey olmak istiyoruz.

Moderniteyle birlikte sırtımıza katalog bilgisi gibi yazılan adımız, doğumumuz, sevdiklerimiz, okulumuz-işimiz bizi sınırlar. Oysa sınırsızlıktır amacımız. Herkes olmak, her işi yapmak, her şeyi bilmek, her dili konuşabilmektir. Bilmediklerimizi de derhal dışlar, ya da yadsırız. Savunma mekanizmalarımız çok güçlüdür.

Ben! Aydem! Bir gergedanın boynuzuna, bir filin hortumuna, bir çınarın yapraklarına sahibim. Ben bir kertenkele gibi düşünür, karınca gibi yürür, zürafa gibi koşar, kelebek gibi yerim.
İvan kadar boyum, Hoshi gibi gözlerim, Ayşe gibi yanaklarım vardır. V e çenem de tıpkı Ruth gibidir. Ben... Ben kimim?